13 Ağustos 2013 Salı

6 - BULSAM

Bir gün seni bulsam  yüreğimde
taa derinliklerine bakarım
toplayıp cesaretimi gözlerinin

bilirim,
o vakit pembe bir gül açılır yanağında
öyle  çırpınır ki yüreğim
ne sen duyabilirsin
ne de ben sesini

açılır dudakların tatlı bir gülümsemeyle
hafif bir rüzgar eser
tel tel uçuşur kahverengi saçların
yaslanıp omuzuna şiirler okurum sevda üstüne

saçların  ellerime düştüğünde
dayanamam
ölürüm.


                        17 Nisan 1988 Ankara

5 - İLKYAZ ÜSTÜNE


Esiyor soğuk rüzgarları kuzeyin
sanki gece
bulutlar bekleşir,
dikilmiş önüne güneşin

Nerde o kış mevsiminin oturaklığı?
yağmur mu dedin
günlerce
kar desen öyle
soğuk desen
tipi desen
yine öyle

Ya ilkyaz?
toy delikanlıdan toy
emekleyen bebekten bebek!
sabah,  gülümseyen ılık güneş
açık pencerenden vuran büyüleyici doğa kokusu
öğle sonrası kararan bulutlar
öfkeli haykırışları gökbabanın
bir bakmışsınız çiseliyor yağmur
ardından dolu belki
belli mi olur?
oluk oluk iner seller
işler içimize damlalar 
karışmak istercesine iliklerimize

Akşam,
yine yorgun değişimden
esner gibi estirir derinden.

Nerede o kış mevsiminin oturaklığı
şaşkına çevirir insanı ilkyaz
şaşkına...


                        Nisan 1988 Ankara

4 - KIŞ SONU

Koştum geldim sana
ayağımda ayakkabım
sırtımda  paltom kazağım

Koştum geldim sana
başımda kasket gözümde gözlük
yüreğimde sevdan
koştum onca yolu
düşünerek onları

Yağmur yağdı, kar yağdı
kırağı indi:
            üşüdüm
rüzgar esti:
            savruldum
koptu fırtınalar:
            direndim
yılmadı bu yürek
koştum ben sana
koştum,
yüreğimde sımsıcak sakladığım gülümsemenle.

                        10 Şubat 1988 Ankara


3 - KOŞ

Uzun karanlık yollardan sonra
geldin mağaranın sonuna
aydınlık göründü,
koş ona

Gökyüzü senin
dağ, taş, ova
denizler senin artık
kucakla

Koş gülüm özgürlüğe
bağlan yaşama hınçla
sev insanları
sev ki
dönsün gözlerindeki aydınlık gerçeğe.

                        10 Şubat 1988 Ankara


3 Temmuz 2013 Çarşamba

2 - BİLİNEN

Meğerse ben,
ne kadar çok severmişim suyu
susuz kalıp da ağustos sıcağında
kana kana, buram buram yaşam kokan suyu
içtiğimde anladım.


Meğerse ben
ne kadar çok severmişim
yağmurlu havalarda ıslana ıslana yürümeyi
mayıs gelip de havanın şaşkınlığına yenik düştüğümde
öğle sıcağında gezinen kara bulutların
ikindi vakti yanıma inip
bana arkadaşlık ettiğinde anladım.


Meğerse ben
ne kadar çok severmişim seni gülüm
ne kadar da çok
ayrı düşüp senden
gündüzleri seni söyleyip,
gece yarıları seni yazdığımda
şu anlamsızlıkta üşüyen yüreğime
bir damla kor bıraktığında anladım.


                        21 Mayıs 1988  Kütahya

1 - ÖNSÖZ


         bilinen
şiirler

 


       Şiir yazmak, yaşama tanıklık edebilme çabasıdır. Farklı farklı yerlerden baktığımız yaşam, her birimizin  karşısına değişik yüzlerle çıkar ve biz ancak bulunduğumuz yerden görebildiğimiz kadarıyla tanıklık edebiliriz yaşama. Bu kitaptaki şiirler de yaşamın bana görünen yüzünü betimlemeye ve  onu anlamaya çalışmanın ürünleri. Çoğu lise yıllarının son dönemlerine ait ve ağırlıklı olarak o yıllardaki yaşantılar, duyarlılıklar ve yaşama bakış açısı hakkında ipuçları içeren şiirler. Şiirlerimin hepsini birincil olarak bir kendi kendine konuşma, iç dökme amacıyla,  yani yaşadıklarımı ve yaşananları  ya da yaşamak istediklerimi ve yaşanması istenen şeyleri kendimle oturup konuşmak, onları anlamaya  ve açıklamaya çalışmak için yazdım.

       Bu kitap da yanlızca, bu tanıklık çabamı birileri ile paylaşmak amacıyla hazırlandı. 


 
 
YILLAR SONRA BİR NOT:

Bu önsözde "kitap" demişim ama tabi ortada bir kitap yok aslında... 1995 yılında dot matrix diye tabir edilen şimdi sadece fatura vb. yazmak için kullanılan yazıcılardan olan EPSON marka yazıcımla kitaba benzesin diye saman kağıda sayfa sayfa çıktı alarak hazırladığım bir tek kitapcık var sadece...
Şimdi ise teknolojik olanaklar paylaşma kavramını yeniden tanımlıyor... Paylaşmak çok ama çok kolay artık... Ben de yıllar sonra, "şair" olma hevesi ile geçen yılların ardında bıraktığı şiirleri paylaşmak istedim... Şimdiye dek çok az insan okudu bu şiirleri, bundan sonra daha çok kişi okusun istedim.

Bu arada resim de bana ait... Windows 3.1 ile çalışan 386DX bilgisayarımda paint ile yapmıştım. O zamanlar pek hoşuma gitmişti ve kendi bastığım kitabın da kapağı olarak kullanmıştım... Siyah beyaz olarak tabii...

Şiirleri zamana yayılmış bir şekilde ve yazıldıkları sırayla paylaşmak istiyorum. Yazılma sıraları takip edilebilsin diye de numaralandıracağım.
 
İyi okumalar...


RIDVAN KORKUT
04 Temmuz 2013, Aydın